Bel Fıtığı Nedir?
Omurgamızı oluşturan omur kemikleri arasında, elastik yapılı disk dediğimiz yassı eklemler vardır. Bu disklerin ortasında, nucleus pulposus denilen daha yumuşak bir öz vardır ve sert bağ dokusu ile çevrelenmiştir. Bu disklerin dış bölümü bir kapsül ile sarılmıştır. Çeşitli etkenlere ve genetik faktörlere bağlı olarak bu yapının aşınması, suyunu kaybederek sertleşmesi, bağ dokusunun ve kapsülün çatlayarak merkezdeki aşınmış materyalin disk dışına çıkması ve çevredeki sinirlere bası yaparak bulgulara sebep olmasına lomber disk hastalığı veya bel fıtığı denir.
Bel Fıtığı Hangi Yaşlarda ve Cinste Daha Sık Görülür?
Bel fıtığı her yaş ve cinste görülürse de sıklıkla 30-50 yaşları arasında görülür. Özellikle 35-40 yaşları arasında pik yapar. Genetik etkenler, obesitenin artması ve genç nesillerin spor yapma alışkanlıklarının azalması ile bel fıtıkları 14-15 gibi daha erken yaşlarda bile görülmeye başlanmıştır. Bel fıtığı erkeklerde biraz daha fazla görülür.
Bel Fıtığı Oluşumunda Kimler Risk Altındadır?
Bel fıtığı, genetik ve yaşamsal faktörlerin bir bileşkesi olarak ortaya çıkar. Ailesinde bel veya boyun fıtığı yığılımı olanlar, ailesinde bel fıtığı nedeni ile ameliyat geçirmiş bireyler bulunanlar, doğuştan bel kayması, omurga eğriliği, cücelik gibi hastalığı olanlar çok dikkat etseler de bel fıtığı gelişimi için yüksek risk taşırlar. Ayrıca hayat akıp giderken yaptıklarımız, yapmadıkalrımız ve seçtiğimiz meslekler bel fıtığına zemin hazırlayabilir. Çocukluktan bu yana kilolu olmak veya ani yüksek kilolar alıp vermek, uzun yıllar oturarak masa başı işi yapmak ve bu esnada ergonomik önerileri uygulamamak, ağır yük kaldırmak ile ilgili işler yapmak, özel yaşamında ağır eşyaları dikkatsiz ve yardımsız kaldırmak, egzersiz ve spor yapmamak belli başlı bel fıtığı riskini arttıran faktörlerdir.
Bel Fıtığı Kalıtsal mıdır?
Tüm hastalıklarda olduğu gibi, genetik yapımız, bel fıtığı oluşumunda da temel rol oynar. Birinci derece akrabalarında bel fıtığı olan bireylerde lomber disk hernisi (bel fıtığı) görülme oranı yüksektir. Ancak yaptığı meslek, ağır kaldırma, kilolu olma gibi çevresel faktörlerin oranı da azımsanmayacak kadar yüksektir. Bu nedenle bel fıtığı oluşumunu; değiştirilemez genetik faktörler ve değiştirilebilir çevresel etkenlerin etkileşiminin bir sonucu olarak açıklamak daha doğru olur.
Her Bel Ağrısı Bel Fıtığı Belirtisi midir?
Bel fıtığının en sık rastlanan belirtisi bel ağrısıdır. Hepimiz hayatımızın bir döneminde en az bir kez olmak üzere bel ağrısı çekmişizdir. Bel ağrısı, bel fıtığının temel belirtilerinden biri olsa da her bel ağrısı bel fıtığına işaret etmez. Bel ağrılarının %80-90’I basit veya şiddetli kas spazmlarıdır. Ters hareket yapmak, zorlamak, ısınmadan spor yapmak, spor sonrası dinlenmemek, yorgun ve uykusuz günler geçirmek, uzun süre seyahat etmek, ayakta kalmak, stress, uzun süre oturmak gibi sebeplerle omurga kasları spazma uğrayabilir, yani tutulur. Halk arasında “kulunç girmesi” olarak adlandırılan bu ağrıların çoğu, dinlenmekle kendiliğinden veya kısa süreli ilaç tedavisi ile geçer. Genellikle 1 hafta-10 gün içinde geçmesi beklenen tutulma ağrıları eğer 4-6 haftaya kadar uzama gösteriyorsa ve başlatan bilinir bir etken yoksa, altında yatan sebebin ortaya konması için mutlaka doktor muayenesine başvurulmalıdır.
Bel bölgesi, kadın hastalıkları, ürolojik hastalıklar, pankreas, safra kesesi gibi iç hastalıkların ağrılarının da yayılım bölgesi olduğu için kadın ve erkek genitoüriner sistem sorunları ve iç hastalıklarında bele vuran ağrılar olabilir. Ayrıca bazı romatizmalarda da bel ağrısı sık olur. Bel ağrısı ile birlikte, idrarda yanma, genital akıntı, barsak sorunları, karın ağrıları, eklem ağrıları da varsa mutlaka ayırıcı tanı için doktorla görüşülmelidir.
Bel Fıtığı Belirtileri Nelerdir?
Bel fıtığının en önemli belirtisi bel ağrısıdır. Fıtığın yerine göre bu ağrı orta hatta, ortanın her iki yanında ve belin alt bölümünde lokalizedir. Ağrı, belde bir sertlik ve tutulma hissi olarak ortaya çıkar ve hastanın hareket yapmasına, eğilip doğrulmasına engel olur. Uykudan uyandırabilir. Akşam iş çıkışı ve sabah uyanınca daha şiddetlidir. Gün içinde hareketle biraz azalabilir. Bel fıtığında, ağrı belden bacağa yayılabilir. Fıtık basısının yönüne göre bu yayılım tek taraflı veya iki taraflı olabilir. Bazen de belde başlayan ağrı geçer ve şiddetle bacağa yayılmaya başlar. Bu koşulda mevcut fıtığın fragmante olduğundan yani halk diliyle “patlamış” olabileceğinden şüphelenilir. Ağrı ile beraber bacaklarda kuvvet kaybı ve uyuşma da olabilir. Hasta kuvvet kaybının farkında olmayabilir. Sık ayak burkulması, ayaktan sık sık terlik çıkması, merdiven çıkarken ayağı tam yukarı atamama ve ayak bileğinin yukarı kaldırılamaması (düşük ayak), veya araba pedalına basmakta zorluk, bisiklet sürememe kuvvet kaybının belirtilerindendir. İleri bel fıtığı durumlarında ağır fıtık basısına bağlı olarak idrar ve gaita kaçırma veya yapamama, ve cinsel fonksiyon kaybı da tabloya eklenir. Ani gelişen kuvvet kaybı ve idrar sorunları aciliyet arz eder ve geciktirimesi durumunda kalıcı sinir hasarları ve felçler gelişir.
Bel Fıtığı Ağrısı Nerelere Vurur?
Bel fıtığı ağrıs,ı en sık belin alt bölgesinde hissedilir. Buradan kalçaya, bacağın arkasına ve topuğa doğru yayılır. Hasta bu ağrıyı, bacak arkasında “çekme” şeklinde hisseder. Ağrı ağrıca kuyruk sokumuna, genital bölgeye ve ata bindiğimizde eyer bölgesi denilen genital organlara ve bacakların içine yayılabilir. Bazen belde daha şiddetli olmak üzere sırta ve boyuna da yayılablir.
Bel Fıtığı Kendiliğinden İyileşir mi?
Şunu çok iyi anlamak lazım ki, bel fıtığında iyileşen şey fıtık dokusunun bozulmuş yapısının gerilemesi veya yeniden tamir olması değil, fıtığın sebep olduğu klinik bulguların iyileşmesidir. Bazı kök hücre, eklem sıvısı enjeksiyonu gibi metodlar popülarize olmaya çalışsa da bu yöntemlerin başlamış olan fıtık aşınmasını ve bozulmuş diski geri döndürdüğüne dair bilimsel kanıtlar yoktur. Bel fıtığını, daha iyi anlamak için fıtık hastalığını; omurgada oluşan değişiklikler ve klinik bulgular olmak üzere ikiye ayırmak gerekir. Fıtığa sebep olan aşınma ve anatomik değişiklikler, veya patlamış olan fıtık şimdiki bilgilerimizle ve tecrübelerimizle geri dönüşsüzdür. Zaman içinde biraz küçülüp toparlansa da bunları yoketmenin ameliyat dışı çözümü yoktur. Literatürde çok nadiren, oluşan fıtığın vücut tarafından kendiliğinden yokedildiği bildirilmiştir. Ancak bu uzun süren bir işlemdir ve her bel fıtığında gelişmez. Bu nedenle özellikle kuvvet kaybı ile seyreden fıtık hastalığında böyle bir yolu beklemek kalıcı sinir hasarlarına sebep olur. Özetle, bel fıtığında iyileşen şey fıtığın kendisi değil, ağrı ve uyuşma gibi belirtilerin düzelmesidir. Fıtık yerinde kalır. Yapılan tedaviler bu fıtığın ilerlemesini ve sinirlere bası yapmasını önlemeye yöneliktir.
Bel Fıtığının Kesin Teşhisi Nasıl Konur?
Bel fıtığı teşhisi mutlaka bir “Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı”nca konmalıdır. Eş dost akraba tahmini ile, internetten okuyarak, omurga uzmanı olmayan branşlara giderek, veya kendi kendinize koyacağınız teşhisler yanlışlarla dolu olabilir ve bu esnada tedavide gecikmeler yaşanabilir. Bel ağrısını hemen çözdüğünü, fıtığı yok ettiğini iddia eden tıp lisansı olmayan kişi ve işletmelerde yapılan bel çektirtme, kütletme, çeşitli materyallerin bele bağlanması gibi uygulamaların fıtığı daha da ağırlaştırdığı ve kalıcı felçlere sebep olabileceği unutulmamalıdır.
Teşhiste en önemli aşama muayenedir. Hastanın öyküsü ayrıntılı olarak dinlenmelidir. Ağrının yeri, karakteri, eşlik eden şikayetler, süre, başlatan faktörler, aile öyküsü, mesleği gibi tüm faktörler gözden geçirilmelidir. Bir Nöroşirürji (Beyin ve Sinir Cerrahisi) uzmanı, dikkatle yaptığı nörolojik muayene sonrasında bile hastasını tetkike göndermeden fıtığın yeri, seviyesi ve ciddiyeti konusunda büyük oranda fikir sahibi olur. Doktor muayenesi, bel fıtığı teşhisinde esastır ve atlanmamalıdır. Hekim bel fıtığından şüpheleniyorsa daha ileri radyolojik tetkikler isteyebilir. Bunların içinde altın standard MRI’dır. EMG gibi bazı elektrofizyolojik tetkikler de testlere eklenebilir.
Bel Fıtığında Kime Gidilmelidir?
Bel fıtığı hastalığı ile Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanları ilgilenir. Bel ağrısı ve bacak ağrısı olan hastalar fizik tedavi, nöroloji ve ortopedi bölümlerine de başvurabilirler. Fıtık varlığında, hekiminiz sizi beyin cerrahları ile konsülte edecektir.
Bel Fıtığı Tedavisi Nasıldır?
Ağrısı yeni başlamış ve bel ağrısı dışında bulgusu olmayan fıtıklarda dinlenme ve gerekirse ilaç tedavisi yeterlidir. Ağrıların %95’i 10 gün içinde geçecektir. Ağrıların azalmadığı ve günlük aktiviteleri belirgin şekilde engellediği durumlarda fizik tedavi uygulamaları devreye girebilir. Ani kuvvet kaybı, uzun süren ve hiçbir müdahele ile geçmeyen şiddetli ağrı varlığında radyolojik görüntüler de ağır bel fıtığına ve sinir basısına işaret ediyorsa ameliyat seçenekleri devreye girmelidir.
Bel Fıtığı Ameliyatları Nelerdir?
Bel fıtığı için tüm dünyaca kabul gören cerrahi yöntem mikrocerrahi diskektomidir. 2 cm’lik bir cilt kesisinden girilerek ve ameliyatın tümünde cerrahi mikroskop ve özelleşmiş mikro aletler kullanılarak yapılan bir cerrahidir. Başarı şansı %98’dir. Bel fıtığı çıkarımı endoskop denilen bir alet kullanılarak da yapılabilir. Endoskop tüpünün gireceği bir delik kadar kesi yapılarak gerçekleştirilir. Ancak her vakaya uygun olmayabilir. Özellikle sinir ve omurilik üzerindeki kemik kanalın dar olduğu ve iyi açılması gereken durumlarda etkinliği daha azdır. Bir de halk arasında “kapalı ameliyatlar” olarak bilinen yöntemler vardır. Bu yöntemler fıtığı yoketmekten ziyade yakıp veya buharlaştırıp küçültme (nükleoplasti) veya sinir ödemini giderme ve faset eklemdeki ağrı sinirini yakarak ağrıyı azaltma amacını güderler. Kapalı girişimler ameliyat değildir. Patlamış fıtıklara da etki etmezler.
En iyi Bel Fıtığı Ameliyat Yöntemi Nedir?
Mikrocerrahi diskektomi, bel fıtığının cerrahi tedavisinde tüm dünyada kabul gören, sonuçları en başarılı yöntemdir.
Bel Fıtığında Ameliyat Kesin Çözüm müdür?
İyi seçilmiş vakalarda, cerrahi tekniğin de başarı ile uygulanması durumunda mikrocerrahi diskektomi %98 başarı sağlar.
Ameliyatsız Bel fıtığı Yaklaşımları Etkili midir?
Hafif fıtıklarda ve ağrı dışında belirtisi olmayan bel fıtığı ataklarında dinlenmek, ilaç tedavisi almak ve fizik tedavi yöntemleri uygulamak ağrı ataklarının giderilmesinde yeterlidir.
Kapalı yöntemler patlamamış, parçalanmamış fıtıklarda, ciddi sinir basısı belirtileri de yoksa ağrıyı gidermek için kullanılabilir. Ancak bir beyin ve sinir cerrahının mevcut fıtık için bir girişimin gerekli olup olmadığına ve gerekli ise uygulanacak yönteme karar vermesi en doğrusudur.
Ancak unutulmamalıdır ki ameliyatsız hiçbir yöntem fıtığı bir nebze azaltabilirse de yoketmez. Amaç ağrının giderilmesi ve hastanın rahatlatılmasıdır. Ağrı atakları tekrarlayabilir.
Bel Fıtığı Ameliyatı Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?
Bel fıtığı ameliyatı geçiren kişilere, hastanemizden çıkışından önce “bel okulu eğitimi” verilmektedir. Bu eğitimin temel amacı, ameliyatla tekrar eski omurga sağlığına kavuşan hastanın bu iyilik halini koruması ve aynı yerden veya başka bir seviyeden bel fıtığının tekrarlamamasını sağlamaktır. Eğitimde hastanın iş ve sosyal hayatında omurgası için yaptığı yanlışlar ve doğrulardan oluşan bir profil çıkarılmakta ve omurgası için yapması gereken “doğru”lar öğretilmektedir. Postür sağlığı, bir cismi nasıl kaldırması gerektiği, iş yerinde alacağı ergonomik önlemler, uyku ve uyku ekipmanlarının düzenlenmesi, vücut ağırlığı gibi omurgayı etkileyen konularda eğitim verilmektedir. Ameliyattan sonra yeni bir yaşama başlayan hasta, bu önerilere dikkat ettiği koşulda fıtık tekrar etmez ve şikayetler de geri dönmez.